Giriş
İklim krizi, günümüzün en büyük küresel sorunlarından biri olarak karşımızda duruyor. Aşırı sıcaklık dalgaları, orman yangınları, kuraklık, sel felaketleri ve hava kirliliği, dünya genelinde milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkiliyor. Bu felaketler, artık sadece haberlerde gördüğümüz uzak krizler değil, günlük hayatımızın ve iş yapış biçimlerimizin bir parçası haline gelmiş durumda.
Bu gerçeklik karşısında, film endüstrisinin de üzerine düşeni yapması kaçınılmaz hale geliyor. Film prodüksiyonları yüksek enerji tüketimi, yoğun ulaşım ihtiyacı, tek kullanımlık malzeme tüketimi gibi pek çok faktör nedeniyle büyük bir karbon ayak izine sahip. Ancak son yıllarda uluslararası film endüstrisine baktığımızda “Yeşil Set” unvanı alan prodüksiyonların sayısında hızlı bir artış olduğu görülmektedir. Bu durum, yeşil prodüksiyonların film endüstrisinin geleceği olduğunu gösteriyor.
Türkiye’deki film endüstrisinin de dünyayla eş zamanlı olarak sürdürülebilir prodüksiyon modellerini hayata geçirebilmesi için bu rehberi bir araç olarak hazırladık. Amacımız; sürdürülebilirlik ilkelerine göre bir prodüksiyon ortaya koymak isteyen tüm paydaşlara rehberlik etmek ve sektörde çevre dostu uygulamaların yaygınlaşmasına katkı sunmaktır.
Film endüstrisi; hikayeler anlatarak farkındalık yaratma gücüne sahip olduğu kadar, üretim süreçlerinde sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek topluma rol model olabilecek bir etkiye de sahiptir. Dolayısıyla diğer sektörlere nazaran daha geniş bir kitleye ulaşma ve çevresel bilinç oluşturma potansiyeline sahiptir.
Bu rehber, sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemek isteyen prodüksiyonlara başlangıç noktası sunmak için hazırlandı. Her prodüksiyonun kendine özgü dinamikleri olduğu için yapımların her iş özelinde bir uzman desteği alarak ilerlemelerini tavsiye ederiz.
YEŞİL SET NEDİR?
Görsel-işitsel alanlarda sürdürülebilir film prodüksiyonu kapsamına giren yeşil set uygulamaları, film yapımlarının tüm seviyelerinde sürdürülebilir kalkınma ilkelerini içerir.
Yeşil Set; Enerji tüketimini azaltmayı, atıkları minimize etmeyi ve ileri dönüşüm uygulamalarını hayata geçirmeyi kapsayarak, karbon ayak izini azaltarak çevreci ve sorumlu bir üretim modelini tüm yapım süreçlerine yaymayı hedefler.
Tüm paydaşların; farklı ülkelerde her geçen gün artan yeşil set uygulamalarını dikkate alan bir bakış açısı geliştirmesi, çevresel sürdürülebilirlik kriterlerinin pratikte hayata geçirilmesinde oldukça önemlidir.
Unutmamak gerekir ki; Yeşil Set olabilmek için, küçük ve basit adımlarla
sürece başlamak oldukça önemlidir. Çünkü sürdürülebilir alışkanlıklar zamanla gelişir ve büyük değişimlere yol açar. Bu konuda küçük adımlarla da olsa istikrarlı bir şekilde ilerlemek, en az büyük uygulamalar kadar önemli ve değerlidir.
Küçük ve Basit Adımlar...
NASIL ÇALIŞIR?
Prodüksiyonlar, yeşit set konusunda uzmanlar tarafından hazırlanmış bir kontrol listesi kullanarak çevresel sürdürülebilirlik kriterlerinden hangilerine çekim sırasında uymak istediklerini beyan ederler. Dolayısıyla ilk planlama, senaryo üzerinden çalışılarak; prodüksiyonun gereklilikleri ve ekibin ihtiyaçları gözetilerek gerçekçi bir bakış açısı ile yapılır. Planlama her işe özgü tasarlanmalıdır. Setler, mesleğin doğası gereği çoğu zaman gezici işyerleridir. Bir çekim platoda yapılabileceği gibi, kamuya açık bir alanda da yapılabilir (sokakta, ormanda, sahilde vb.). Bir prodüksiyonun yeşil set uygulamaları, senaryoya göre değişen koşullar gözetilerek planlanmalıdır.
Set Öncesi...
Set Sonrası...
Belirlenen çevresel sürdürülebilirlik kriterlerine uygunluk, karbon ayak izi hesaplamalarıyla ölçülür. Kriterlere uyulduğu görülürse, üretim Yeşil Set unvanı alır.
Set Sırası...
Set öncesinde belirlenen kriterlerin, pratikte uygulanması için oluşturulan kontrol listeleri ilgili sorumlulara iletilir. Ekibin tamamı, Yeşil Set uygulamaları hakkında bilgilendirilir ve ekibin kriterlere uyması (motive edilmesi) sağlanır.
